M A N I F E S T
"Tezahür Yasası”
A L T I N K U R A L L A R
Aslında şu an ki kişiliğimizin bizim çok iyi ve defalarca tekrar ettiğimiz bir provamız olduğunun farkında değilizdir. Evet tam da böyle. Hali hazırdaki düşünce, duygu ve davranış kalıplarını çok köklü alışkanlıklara dönüştürmenin anlaşılabilir tek bir yolu vardır o da ; provalar. Bu provaların, şimdiye kadar bilinçsiz ve farkındalıktan ve hedeften yoksun bir irade ile yapıldığını kendimize itiraf etmekte zorlanacağımız bir gerçektir. Bunun sonucu, şimdiki siz aslında siz değilsiniz. Neden mi, çünkü onu inşa ederken gerçekten kendinizde değildiniz ve yine onu inşa ederken onu inşa ettiğinizin farkında bile değildiniz.
Şimdi ise, bu sürece el atma vakti. Hem de elimizde belgeler, planlar ve teknik hazırlıklarla. Öncelikle insanların davranış, duygu ve düşüncelerinin % 95’inin dünkü ile aynı olduğunu fark ederek işe başlayalım. Otomatik pilotta devam eden bir yaşamsal sürecimiz var. Bu durum da eş zamanlı ve gerçek hislerden ve ân’ı yaşamaktan alıkoyan bir felçli durumudur. Daha dikkatli baktığımızda, aslında devam eden tek şey, biyolojik varlığımız. Çünkü orada bizi gerçekten tutku ile bir hedefe bağlayan güçlü duygular olmadığı gibi, cesaret dolu düşüncelerimiz de yoktur. Ezber ettiğimiz, ezber ettiğimiz için kanıksadığımız, kanıksadığımız için duygusuzlaştığımız ve duygusuzlaştığımız için de farkındalığımızın olmadığı mekanik, donuk ve durgun bir hayata kendimizi mahkum etmişiz.
Oysa insanın bu dünyaya gelişi, onu yaratan gücün bir meydan okumasının sonucudur. Yani bizler ilâhî bir iradenin iddiasını ispat etmek için buradayız. Ama ne yazık ki kendimizi tekrar ettiğimiz ve farkındalıktan yoksun olduğumuz sürece bu mümkün değildir. Kendisine yenilen, kendisini yutan, kendisini unutan ve kendisini tekrar ederek, kendisini yinelemekle yenilemek arasındaki farkı ıskalayan insan, bu meydan okumanın ispatına hizmet edemeyecektir.
Manifest-Tezahür Yasası Programı, Yaradan’ın, bir meydan okumanın baş aktörü olarak yarattığı insanın, o ilâhî frekansta yaşamayı öğrenmesi ve kendisinden istenen o yüksek profili inşa etmesi ile mümkün olacaktır. Eğer Yunus Emre’nin, Mevlana’nın, Epiktetos’un bizden farklı olarak yaratıldığına inanıyorsak, bilim önünde traji-komik duruma düşmenin ötesinde Yaratıcı kudretin âdil olmadığına ilişkin bir yargının da kurbanı olmayı seçmiş oluruz.
Bu program, kendimizi İlâhî yönergelere uygun bir şekilde inşa etme ve kendimizi evrensel ihtişam ile ahenkli hale getirme imkanını bizlere sunuyor.
UNUTMAYIN! Mark Twain’in dediği gibi, Hayat ya cesur bir deneyimdir, ya da hiçbir şey!
|
Kendi gerçekliğini fark edebilmek için, kendin zannettiğin kişiyi terk etmelisin
Enver NUGAY